Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Antalya’da Şeker- İş Sendikası bağlı Grand Şeker otelde düzenlenen “medya buluşmaları” etkinliğinde konuştu. Gündeminde Amasra’da 41 işçinin yaşamını yitirdiği maden kazası vardı. Sorumluların bir an önce ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi.
Soma, Ermenek, Siirt ve Maraş’ta ki kömür ve maden ocaklarında meydana gelen kazaların ardından Türkiye’nin en güvenilir kömür ocaklarından Türkiye Taşkömürü Kurumu´na bağlı Amasra’da da kaza meydana geldiğini hatırlatan Atalay, “ Şimdi burada muhakkak bir sebebi var bunun. Yani gaz kendi kendine patlamaz. Şimdi madenle ilgili bu kurulan araştırma komisyonu, bir an evvel sebebini bulsun. Sorumluları nedir, kimdir? Bir kamuoyunun önüne çıkartsınlar. Ondan sonra maden zirvesi yapmamız gerekiyor. Ki bunu yıllardır dillendiriyoruz. Bunun içinde iktidarı, muhalefeti olsun. Bunun için de maden mühendisleri, işçisi, sendikaları, üniversiteleri olsun. A´dan Z´ye de burada bu meseleyi ülke gündemine bir daha yeniden getirelim. Çünkü bu kabul edilecek bir durum değil” dedi.
Büyük kazaların dışında maden ocaklarında iş kazaların meydana geldiğini ve her gün bir ya da birkaç kişinin öldüğünü ve şehit düştüğünü anlatan Atalay, sayının az olması nedeniyle gündemde çok yer almadığını belirtti.
Kazaların önüne geçilmesi için gelişen teknolojiyle birlikte tüm maden ocaklarının daha güvenilir hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Aslında Amasra’daki kömür ocağında bizim iyi de bir teknolojimiz var. Aşağısı 350 metre, 2,5 kilometrelik bir alan var. Bu madenin tavanlarında su torbaları var naylondan. O su torbaları olmasa daha vahim olurdu. Çünkü ateşi gördüğü zaman su torbaları patlıyor. Madeni, kömürü, su, çamur yapıyor. Çünkü kömür aşağıda bu silah gibi, mermi gibi yani vurduğu yeri yok ediyor. Yani bu sistemi Türkiye´deki bütün maden ocaklarına kurmak lazım. Daha önemli bir şey var. Şimdi bu ülkede maden yoğunluklu olduğu yerler belli. İşte Maraş bölgesi, Zonguldak bölgesi, Kütahya bölgesi, Soma bölgesi. Bir an evvel oradaki üniversitelere, hastanelere yanık tedavi merkezini kurmak lazım. Şimdi bizim İstanbul´da altı kardeşimiz var. Bunların işte 4 tanesi yanık. Sebebi ne? İşte oralarda yanık merkezi yok. Yani sağlıkta belli bir noktadayız ama bu meseleyi de o bölgelerde halletmek lazım. İşte ben bunu senelerdir dillendiriyorum. Gündem oluyor böyle kaza olduğu zaman. Sonra insanlar unutup gidiyor. Yani mesele bu. İnşallah bir an evvel önümüze raporu koyarlar. Sonra önümüzü görürüz. Ona göre hareket ederiz.”