Kozmetik sektörünün önde gelen temsilcilerini bir araya getiren 5. Uluslararası Kozmetik Kongresi Antalya’da tüm hızıyla devam ediyor. Kongre’nin ikinci gününde de uluslararası katılımcıların yoğun katılımları ile sektör stratejileri ve değerlendirmeleri paralel oturumlarla tartışılıyor. Oldukça yoğun ilgi gören Kongre’de krem ve parfüm yapımı uygulamaları yapılırken, katılımcılar keyifli bir deneyim yaşama fırsatı buluyor. Kişisel bakım ürünleri üzerine çalışmalar yapan Pazarlama Müdürü Helene Hine, “Günümüzde tüketicinin temize ve yeşile olan güveni azaldı bu sebeple artık bilinçli güzellik anlayışına geçiş yaşanıyor. Bu kapsamda, tüketici artık 360 derece görüntü görmek istiyor. Yani artık sadece ürünü satın almak yeterli değil bunun yanında insan sağlığı ve çevre dostu olması bekleniyor” dedi.
Kongreye, Prof. Dr. Murat Akova, Dr. Yiğit Kulabaş, Pazarlama Müdürü Helene Hine, Prof. Dr. Sudesh Kumar, T.C. Ticaret Bakanlığı Ticaret Uzmanı Medine Merve Tokay ve Uzm. Ecz. Pelin Kılınç Gök gibi alanında uzman isimler katılım gösterdi.
Kişisel bakım ürünleri üzerine çalışmalar yapan Pazarlama Müdürü Helene Hine, “Günümüzde tüketicinin temize ve yeşile olan güveni azaldı bu sebeple artık bilinçli güzellik bilincine geçiş yaşanıyor. Bu kapsamda, tüketici artık 360 derece görüntü görmek istiyor. Yani artık sadece ürünü satın almak yeterli değil bunun yanında çevre ve insan sağlığı dostu olması bekleniyor. Bu bilincin sonucunda da sürdürülebilir ambalaj kullanımı sektörde talebi ciddi bir artışa yöneltiyor. Pandemi sürecinde yapılan araştırmalara göre sürdürülebilir ürünlere ve kaynaklara daha fazla ilgi gösterilmeye başlandığı ortaya çıktı. Süreç ile birlikte, sürdürülebilirlik yalnızca marka mottosu olmak yerine gerçek sürdürülebilir faaliyetlere yönlendirdi” diye konuştu.
Sürdürülebilir kozmetikler için biyotabanlı polimerler üzerine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sudesh Kumar, “Sürdürülebilirlik kavramında en büyük sorunu plastik kullanımı oluşturuyor. Her alanda karşımıza çıkan plastik kullanımı kozmetikte de karşımıza çıkıyor. Her türlü kozmetik üründe kullanılan kutular ambalajlar tamamen tek kullanımlık plastiklerle üretiliyor. Bu da çevreye dönüşü olmayan zararları beraberinde getiriyor. Bu noktada, biyo tabanlı ürünler üretilmeli. Gün içerisinde kullandığımız eşyaların plastiklerin yerini biyo çözünebilir ürünler almalı. Bu tür uygulamalar için maliyet azaltma çalışması gerekiyor. Biyo çözünebilir ürünler çok daha uygun maliyetlerle plastiklerin yerini alabilir” dedi.
Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi, T.C. Ticaret Bakanlığı Ticaret Uzmanı Medine Merve Tokay, “Pandemi sürecinde tüketici davranışlarında değişimler gözledi. Süreç içerisinde e-ticarete ve hijyen ürünlerine yönelim arttı. Bu artışın en önemli sebeplerinden birini de dijital reklamlar oluşturuyor. Bu noktada, sunulan reklamların denetleniyor ve mevzuata uygun olması gerekiyor. Kozmetik reklamlarında karşılaşılan problemler arasında ürün tanıtımında hastalıklara iyi gelmesi gibi sağlık beyanları kozmetik ürünlerde kullanılamaz. Kullanılması halinde bilimsel geçerliliği olan ispatları da olmalı. Burada, tüketicilerin bilinç geliştirmesi ve çok dikkatli olması gerekiyor” dedi.
Kozmetik ürün denetimleri üzerine çalışan Uzm. Ecz. Pelin Kılınç Gök, “Tüketiciler kozmetik üründen güvenilir olmasını, faydası olduğuna dair iddiası bulunuyorsa bunu ispat etmesini, ambalaj ve içeriğin uyumlu olmasını bekliyor. Bu noktada, tüketicilerin kendi denetimlerini yapabiliyor olmaları gerekiyor. Üreticilerin de ürünleri için ürün bilgi dosyaları bulunması gerekiyor. bu dosyalar ürünün güvenilirliği bakımından oldukça önemli. ürün bilgi dosyası bulunmadığı takdirde maddi yaptırımlarla karşılaşılacaktır” diye konuştu.
Kongre kapsamında, uluslararası paralel konuşmalar, kozmetik müzesi sergisinin yanı sıra kendi krem ve parfümünü oluşturma imkanı sunan uygılamalara yer verildi. Katılımcılar kendi istekleri doğrultusunda kendi esanslarını ortaya çıkarırken ketifli dakikalar yaşama şansı buldu.
Covid-19 pandemisinde güncel durumlar hakkında konuşma yapan Prof. Dr. Murat Akova “Güncel raporlar doğrultusunda tüm dünya genelinde şu an itibarıyla 7 buçuk milyar doz civarında aşı uygulanmış durumda. Son 28 günden itibaren en fazla olgu sayısı ABD’de Avrupa’da özellikle Hollanda ve Almanya Bölgesi’nde ciddi sayılarında önemli ölçüde arttış var. Sıralamayı İngiltere takip ederken Türkiye bu sıralamada 5. sırada yer alıyor. Covid-19 aşılaması açısından dünya nüfusunun yarıdan biraz fazlasının en az bir doz aşılandığı görülüyor. Ancak dünyada büyük bir aşı dağılımı adaletsizliği de yaşanıyor. Örneğin, düşük gelirli ülkelerde nüfusun sadece yüzde 5,5’ine en az bir doz aşı yapılmış durumda kaldı ki bir doz aşının koruyucu olmadığı herkes tarafından biliniyor” diye konuştu.
Akova, “Aşı üretimleri ve aşılanmalar devam ediyor ama bundan sonrasında neler yaşanacak konusunda yakın gelecekte Covid’19’un tamamen ortadan kalkması mümkün görünmüyor. Grip formunda hayatımızda kalacağını ve belli aralıklarla aşıların yaptırılmaya devam edileceğini öngörüyorum” diye ekledi.